YÖK, üniversite sınavları için yeni bir dönemin başlangıcı sayılan değişikliklere imza atmıştı. Milyonlarca öğrenciyi ve ailelerini yakından ilgilendiren pek çok soru işareti oluşunca YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, merak edilen tüm soruları tek tek cevapladı. Adana üniversiteye hazırlık dershanesi Güney Başak VIP Eğitim Kurumu yeni döneme dair YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ın açıklamalarını sizler için derledi.
YÖK Başkanı başarı sıralaması şartının bütün bölümler için devam ettiğini ve öğrencilerin başarı sıralamalarını dikkate alarak tercih yapması gerektiğini önemle vurguladı. Bir programın kontenjanı 20 ise ve tercih eden 100 kişi varsa başarı sıralamasına göre ilk 20’de yer alan öğrenciler yerleşmiş olacak.
TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda konuşan ve YKS taban puan şartının kaldırılmasına dair yenilikleri anlatan Prof. Dr. Özvar, milletvekillerinin konuya ilişkin sorularını da yanıtladı.
Bir takım simülasyonlar yaptıklarını, 2019, 2020, 2021 yıllarında baraj olmasaydı neler olurdu sorusunun yanıtını aradıklarını belirten Özvar, ortaya çok ilginç neticelerin çıktığını söyledi.
Örneğin 2021 yılında 2 milyon 607 bin öğrencinin sınava girdiğini, TYT’de barajı geçen öğrenci sayısının 1 milyon 627 bin 539 olduğunu ve 1 milyon öğrencinin dışarıda kaldığını söyledi.
“AYT ve YDT’de 180 puan barajını geçip lisans programlarını tercih eden öğrenci sayısı ise 876 bindi. Sınava 2.6 milyon öğrencinin girdiği düşünüldüğünde bu tablonun önemi daha net anlaşılıyor. Yaptığımız simülasyon şunu gösterdi ki 2021 yılında TYT puanı hesaplanan öğrencilerin sayısı eğer baraj olmasaydı 2 milyon 393 bin seviyesinde olacaktı.” şeklinde konuştu.
Kamuoyunda puansız şekilde üniversiteye girilebilecek şeklinde yanlış bir intiba oluştuğunu belirten Prof. Dr. Özvar, bunların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Eğer baraj olmasaydı 750 bin öğrenci ön lisans bölümleri için aldıkları puanlarla tercihte bulunabilecekti. Baraj uygulaması olmasaydı AYT’de 763 bin 638 öğrenci ek lisans programları için tercihte bulunabilecekti. Burada önemli olan nokta da bu. “Tercih edebileceklerdi.” tercih edebilecekleri yerleşebilecekleri anlamına gelmiyor. Yani YÖK başkanına göre yapılmak istenen üniversiteye puansız öğrenci almak değil, tercih tabanını genişletmek. Zaten puansız şekilde üniversiteye öğrenci almak ne yasal ne de teknik açıdan mümkün…
Adaylar sınavlara girdiler, puanlarını aldılar, minimum 100 puan alan adayların puanları hesaplandı. Puanı ile birlikte başarı sıralamasını da gören aday, bu sıralamayı dikkate alarak tercih yapacak.
Normal şartlarda bir programın değerini tıpkı serbest piyasa ekonomisindeki gibi talep belirliyor. Yani en çok tercih edilen ve en yüksek puanlı adayların kayıt yaptırdığı programların başarı sıralamaları ve puanları yükseliyor. Fakat Tıp, Eczacılık, Öğretmenlik, Hukuk, Diş Hekimliği, Mimarlık gibi alanlarda başarı sıralaması zorunluluğu var. Bu şart asla değiştirilmedi. Yani Tıp Fakültesine girmek için ilk 50 bin, mühendislik için ilk 300 binde olmak zorunlu. Geri kalan programların puanlarının artıp artmayacağına, düşüp düşmeyeceğine yine talep karar verecek.
Akıllarda en çok yer eden sorulardan biri de barajsız üniversite sınavı sisteminde kalite düşer mi? Kaliteyi öğrencilerin TYT veya AYT puanına göre ölçmenin doğru olmadığını söyleyen Prof. Dr. Erol Özvar, kaliteyi ve niteliği öğrencinin fakülteye girdikten sonraki eğitim sürecinin belirleyeceğini söyledi.
Daha çok öğrencinin tercihte bulunabileceği bu yeni dönemde siz de hayallerinizdeki üniversiteye yerleşmek istiyorsanız Adana Etüt Merkezleri arasında başarı yüzdesi en yükseklerden biri olan Güney Başak VIP Eğitim Kurumu ile tanışmakta acele edin. Güney Başak ile başarı dolu yarınlar sizlerin olsun.